-
1 fotoğraf makinesi
Fotoapparat m -
2 fotograf makinesi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > fotograf makinesi
-
3 fotograf makinesi
n. camera, photo camera* * *camera -
4 fotoğraf makinesi
n. camera, photo camera* * *camera -
5 fotoğraf makinesi
camera -
6 fotoğraf makinesi kapağı
n. shutter -
7 fotoğraf makinesi ve malzemeleri satan kimse
n. cameramanTurkish-English dictionary > fotoğraf makinesi ve malzemeleri satan kimse
-
8 körüklü fotoğraf makinesi
foto Balgenkamera f -
9 bu fotoğraf makinesi benim kişisel kullanımım için
This photo camera is for my personal use.Turkish-English dictionary > bu fotoğraf makinesi benim kişisel kullanımım için
-
10 cep fotoğraf makinesi
n. vest pocket camera -
11 dijital fotoğraf makinesi
n. digital camera -
12 dijital fotoğraf makinesi arıyorum
I'm looking for a digital camera.Turkish-English dictionary > dijital fotoğraf makinesi arıyorum
-
13 kompakt fotoğraf makinesi
n. compact camera -
14 körüklü fotoğraf makinesi
n. folding camera -
15 küçük fotoğraf makinesi
n. candid camera -
16 otomatik fotoğraf makinesi
n. automatic camera -
17 tek kullanımlık fotoğraf makinesi
disposable cameraTurkish-English dictionary > tek kullanımlık fotoğraf makinesi
-
18 uzaktan kumandalı fotoğraf makinesi
n. telecameraTurkish-English dictionary > uzaktan kumandalı fotoğraf makinesi
-
19 fotoğraf
fotoğraf Foto n, Fotografie f, Lichtbild n;fotoğraf (sanatı) Fotografie f;fotoğraf kitabı Bildband m;fotoğraf makinesi Fotoapparat m;(-in) fotoğrafını çekmek fotografieren, aufnehmen (A);vesikalık fotoğraf Passbild n;hava fotoğrafı Luftaufnahme f -
20 fotoğraf
фотогра́фия (ж)* * *1) фотогра́фия2) (тж. fotoğraf resmi) фотока́рточка, [фотографи́ческий] сни́мокfotoğraf çekmek / çıkarmak — фотографи́ровать, снима́ть
fotoğraf makinesi — фотоаппара́т
fotoğraf muhabiri — фотокорреспонде́нт
alaminut fotoğraf — момента́льная фотогра́фия
boy fotoğrafı — фотогра́фия в рост / во весь рост
boyanmış fotoğraf — фотосни́мок с ре́тушью
havadan fotoğraf [alma] — аэрофотосъёмка
renkli fotoğraf — цветна́я фотогра́фия
vesikalık fotoğraf — фотока́рточка для удостовере́ния / докуме́нта
3) фото́граф
См. также в других словарях:
fotoğraf makinesi — is. Fotoğraf çekerken görüntüyü duyarlıklı yüzey üzerinde tespit etmeye yarayan cihaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fotoğraf — is., Fr. photographe 1) Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı cam, kâğıt vb. bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi 2) Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan resim, foto Bir de yadigâr olmak üzere fotoğraf bıraktı. Ö. Seyfettin Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
makine — is., tek., İt. macchina 1) Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü Tıraş makineleri ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fotoğrafhane — is., Fr. photographe + Far. ḫāne Fotoğrafçının çalıştığı, fotoğraf çekilen veya fotoğraf makinesi satılan yer, fotoğrafçı Fotoğrafhanenin yapay ev dekoru içinde, dal inceliğinde bir genç kadın, iki parmağını, şakağına dayamış düşünüyordu. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
polaroit — is., di, fiz., Fr. polaroït 1) Geçirdiği ışığı polaran saydam yaprak 2) Çekim ve baskı işlemlerini çok çabuk ve otomatik olarak yapan fotoğraf makinesi 3) Bu makineyle çekilen fotoğraf … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıklık — is., ğı 1) Açık olma durumu, aleniyet 2) Uzaklık, mesafe 3) Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer 4) Boş ve geniş yer 5) Bir yerin uzaklara kadar bakılabilecek ve bakanın içinde ferahlık doğuracak durumda olması Kırlardaki açıklık insanı dinlendirir.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolodyum — is., kim., esk., Lat. Fotoğraf makinesi camı yapımında ve cerrahlıkta kullanılan, alkolle eter karışımı içinde sıvı durumuna getirilen nitroselüloz … Çağatay Osmanlı Sözlük
objektif — sf., Fr. objectif 1) Nesnel Olayları elden geldiğince objektif bir şekilde vermeye özen gösterirdi. H. Taner 2) is., fiz. Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik aletlerle cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine yansıtan mercek veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üçayak — is., ğı 1) Fotoğraf makinesi, televizyon kameraları vb. aletlerin üzerine oturduğu üç ayaklı düzen 2) Sacayağı 3) Bir halay çeşidi … Çağatay Osmanlı Sözlük